TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ Kayit10

Join the forum, it's quick and easy

TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ Kayit10

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ

    Tarantula
    Tarantula
    Admin
    Admin


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 1292
    Yaş : 33
    Nerden : Van
    Sitesi : http://www.krkmz.tk
    Madalya : TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ 1_mada10
    Points : 1635
    Kayıt tarihi : 27/05/08

    Kişi sayfası
    Puan: 150
    Rep Puanı:
    TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ Left_bar_bleue50/100TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ Empty_bar_bleue  (50/100)

    TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ Empty TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ

    Mesaj tarafından Tarantula C.tesi Haz. 28, 2008 11:20 am

    İSLÂMİYET ÖNCESİ TÜRK EDEBİYATI’NDA ŞİİR
    SÖZLÜ EDEBİYAT

    SAGU

    Alp Er Tonga öldi mü
    İsiz ajun kaldı mu
    Ödlek öçin aldı mu
    Emdi yürek yırtılur

    Ulşıp eren börleyü
    Yırtıp yaka orlayu
    Sıkrıp üni yurlayu
    Sıgtap közi örtülür

    Könglüm için örtedi
    Bütmiş başıg kartadı
    Keçmiş ödüg irtedi
    Tün kün keçip irtelür


    Şiirin kafiye düzeni ise aşağıdaki gibidir:

    1.Dörtlük:İlk üç mısrada; mısra sonlarındaki fiiller, önce görülen geçmiş zaman eki almışlar(-di,-dı ), daha sonra ise soru eki almışlardır.(-mı, -mi) Bu ekler aynı görevde ve aynı yazılışta bulunduklarından (Farklılıklar ünlü uyumlarından kaynaklanmaktadır.), redif oluştururlar.(-di mü, -dı mu) Bu eklerden önce gelen ve fiillerin kökünde bulunan “l” harfleri yarım kafiye oluştururlar.Dörtlüğün kafiye şeması; “aaab” şeklindedir.
    2.Dörtlük:Yine ilk üç mısrada; mısra sonlarındaki “-la, -le” ve “-yu, yü-” ekleri redif oluştururlar.(“”-layu, -leyü) Bu mısralarda fiilin kökünde bulunan “r” harfleri yarım kafiye oluştururlar.Dörtlüğün kafiye şeması; “cccb” şeklindedir.
    3.Dörtlükörtlüğün ilk üç mısrasında; “-te, –ta” ekleri ile “-dı, di” ekleri redif oluştururlar.(“-tedi, -tadı” Bu eklerden önce gelen ve “r” harfleri yarım kafiye oluştururlar.Dörtlüğün kafiye şeması; “cccb” şeklindedir.
    Dörtlüklerin son mısralarının sonlarındaki, “-ılur, -ülür, -elür” ekleri redif oluşturmuşlardır. Bu eklerden önce gelen ve fiillerin kökünde bulunan “r” ve “t” harfleri tam kafiye oluştururlar
    KONU:Şiirin konusu Alp Er Tonga’nın ölümünden duyulan üzüntüdür.
    TEMA: İnsanların ölmesi üzüntü verici bir olaydır.


    ŞİİRE GENEL BAKIŞ: Şiirde, dönemin edebiyat anlayışının genel özellikleri görülür: Anonimdir.Nazım birimi dörtlüktür. Hece ölçüsünün 7’li kalıbı ile yazılmıştır. İçerisinde yabancı kelime yok denecek kadar azdır. Bir milletin ortak duygularını yansıtır.
    Şiirde Alp Er Tonga’nın ölümünden doğan üzüntü anlatılır.Hissedilen duygunun şiddetini anlatabilmek için,benzetme, tasvir ve deyimlere yer verilmiştir.Şair ilk kıtada onun öldüğüne inanmıyormuşçasına sorular sorar.Sonra gerçeğin farkına varıp, feryat etmeye başlar.Son dörtlüğün son iki beytinde, onunla geçirilen günlerin özlendiği ve o günlere dönülmek istendiği anlatılır.


    KOŞUK

    Keldi esin esneyü
    Kadka tükel osnayu
    Kirdi bodun kasnayu
    Kara bulıt kükreşür

    Kar buz kamuğ erüşdi
    Taglar suvı akışdı
    Kökşin bulıt örüşdi
    Kayguk bolup ögrişür

    Tümen çeçek tizildi
    Bükünden ol yazıldı
    Üküş yatıp özeldi
    Yirde kopa adrışur


    Şiirin kafiye düzeni aşağıdaki gibidir:

    1.Dörtlük:İlk üç mısrada; mısra sonlarındaki “-neyü, -nayu” ekleri redif oluştururlar.Bu eklerden önce gelen “s” harfleri ise yarım kafiye oluşturmuşlardır. Dörtlüğün kafiye şeması; “aaab” şeklindedir.
    2.Dörtlük: İlk üç mısrada; mısra sonlarındaki “-dı, -di” ekleri redif oluştururlar.Bu eklerden önce gelen “ş” harfleri ise yarım kafiye oluşturmuşlardır. Dörtlüğün kafiye şeması; cccb” şeklindedir.
    3.Dörtlük: İlk üç mısrada; mısra sonlarındaki “-dı, -di” ekleri redif oluştururlar.Bu eklerden önce gelen “l” harfleri ise yarım kafiye oluşturmuşlardır. Dörtlüğün kafiye şeması; cccb” şeklindedir.
    Dörtlüklerin son mısralarının sonlarındaki, “-ışur, -eşür, -işür” ekleri redif oluşturmuşlardır. Bu eklerden önce gelen ve fiillerin kökünde bulunan “r” harfleri yarım kafiye oluştururlar.
    KONU:Şiirin konusu baharın gelişidir.
    TEMA:İnsanlar baharın gelişinden mutlu olurlar.

    ŞİİRE GENEL BAKIŞ: Atlı göçebe medeniyetinde insanlar tabiatla baş başadır. Hayvanlarını otlatabilmek için baharın gelişini sabırsızlıkla beklerler.At bu medeniyetin temel taşıdır.Atların otlaması için baharın gelmesi gerekir.Bu yüzden kışın sona erip baharın gelmesi, insanlarda yeniden doğmuş gibi, bir mutluluk uyandırır. Bu koşukta, kışın bittiği ve baharın kendini göstermeye başladığı, sevinç ve coşku ile anlatılmaktadır. Şiir; nazım birimi(dörtlük), kullanılan ölçü(hece ölçüsü-7’li kalıbı) ve kafiye şeması(aaab, cccb vb.) bakımından devrinin özelliklerini yansıtır. Ayrıca okuyucuya, yazıldığı dönemin sosyal hayatı ile ilgili de bilgi verir,Şiirde bahar unsurları kullanılmıştır.Bu yolla, baharın gelişi daha iyi tasvir edilmeye çalışılmıştır.Şâir, “kökşin bulut” yani “mavi bulut” derken, baharın insanlarda uyandırdığı yeni umutları ve hayalleri anlatır. Mavi bu duyguları anlatmada en güzel renktir. Ayrıca, çiçeklerin açması ve dağların karının eriyip seller halinde akması da baharın gelişini müjdeler.İlk dörtlükte, kış unsurları anlatılır. İkinci dörtlükten itibaren, bahara doğru geçiş hissettirilmeye çalışılmıştır.


    SAV


    Öküz adakı bolgınça buzagu başı bolsa yig.
    (Öküz ayağı olacağına, buzağı başı olmak daha iyidir.)

    AÇIKLAMALAR:
    İnsanlar, daha güçlü bir kurumda görev alıp da, başkalarına boyun eğerek hareket etmek yerine, daha küçük bir kurumda önemli bir görev almalıdırlar. Bu daha iyi bir davranıştır. Tabi burada görevi sadece iş olarak düşünmemek gerekir. Burada bir de bağımsızlık duygusu göze çarpar. Türkler hiç bir zaman esareti kabul etmemişlerdir. Bu açıdan bakarsak; bu atasözü Türk kültürünün önemli bir parçasıdır. Türkler her zaman, büyük bir devlete tâbi olarak yaşamaktansa, küçük bir devlet olarak hayatlarını sürdürmeyi tercih etmişlerdir. Ama bazen bu da mümkün olmamıştır. İşte o zaman ya istiklâl ya ölüm diyerek, bağımsızlık için sonun kadar savaşmışlardır. Bu atasözü Türklerin yaşamış olduğu bu duyguları ve onların bağımsızlık anlayışlarını çok iyi anlatır.
    Tarantula
    Tarantula
    Admin
    Admin


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 1292
    Yaş : 33
    Nerden : Van
    Sitesi : http://www.krkmz.tk
    Madalya : TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ 1_mada10
    Points : 1635
    Kayıt tarihi : 27/05/08

    Kişi sayfası
    Puan: 150
    Rep Puanı:
    TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ Left_bar_bleue50/100TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ Empty_bar_bleue  (50/100)

    TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ Empty Geri: TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ

    Mesaj tarafından Tarantula C.tesi Haz. 28, 2008 11:20 am

    İSLÂMÎ DEVİR TÜRK EDEBİYATI
    GEÇİŞ DÖNEMİ
    (XI-XII. YÜZYIL TÜRK EDEBİYATI)


    YÜKNEKLİ EDİP AHMET/ATABETÜ’L –HAKÂYIK

    Atabetü’l-Hakâyık’tan

    Feûlün Feûlün Feûlün Feûl

    Katıg kizle râzın kişi bilmesün
    Sözindin özünke ökünç kelmesün
    Kamug yaşru işin bolup aşkara
    Bu körgen eşitgen sana külmesün
    *
    Tekebbür kamug tilde yirlür kılık
    Kılıklarda edgü kılık kodkılık
    Ol er kim ulugsındı men men tidi
    Anı ne halâyık sever ne de Halık


    Şiirin kafiye düzeni ise aşağıdaki gibidir:

    1.Dörtlük:Birinci,ikinci ve dördüncü mısralarda; mısra sonlarındaki “-mesün” ekleri redif oluştururlar.Bu eklerden önce gelen “l” harfleri ise yarım kafiye oluşturmuşlardır. Dörtlüğün kafiye şeması; “aaba” şeklindedir.

    2.Dörtlük:Birinci,ikinci ve dördüncü mısralarda; mısra sonlarındaki “lık” ekleri zengin kafiye oluşturmuşlardır.Dörtlüğün kafiye şeması; “ccdc” şeklindedir.

    KONU:Şiirin konusu, sırların gizlenmesi ve gururlanmamaktır.

    TEMA:İnsanlar sırların gizlenmesi ve kibirlenmemek gibi bazı özelliklere sahip olsunlar ki; daha sonra Allah ve kul karşısında kötü duruma düşmesinler.

    ŞİİRE GENEL BAKIŞ:
    Şiirde; insanlara çeşitli öğütlerde bulunulmaktadır. İnsanların gerektiğinde sır gizlemeleri ve alçakgönüllü olmaları gibi öğütlerde bulunulur. Eser İslâmî devir Türk edebiyatına geçiş döneminde yazılmıştır.Buna bağlı olarak eser aruz vezni ile yazılmış, eserde Arapça ve Farsça kelimeler kullanılmıştır. Bu geçiş döneminde, edebiyatın her alanında bir ikilik göze çarpar. Şiirlerde aruz vezni ve hece ölçüsü kullanılmış, nazım birimi olarak beyit veya dörtlük tercih edilmiş ve kimi zaman Uygur kimi zaman de Arap alfabesi eserleri oluşturmuştur. Eser bu dönemin klâsik edebiyatına âittir. Bu nedenle çok fazla dinî motiflerle süslenmemiştir. Ancak eser üzerinde Arap ve Fars edebiyatlarının etkisi göze çarpar.





    AHMET YESEVÎ/DİVÂN-I HİKMET

    Divân-ı Hikmet’ten
    1
    Işkıng kıldı şeyda mini
    Cümle âlem bildi mini
    Kaygum sinsin tüni küni
    Minge sin ok kireksin sin
    2
    Közüm açdım sini kördüm
    Kül köngülni singe birdim
    Uruğlarım terkin kıldım
    Minge sin ok kireksin sin
    3
    Fedâ bolsun singe cânım
    Töker bolsang minim kanım
    Min kulungmin sin sultânım
    Minge sin ok kireksin sin
    4
    Taâlallah zihi ma’nî
    Sin yarattıng cism ü cânı
    Kullık kılsam tüni küni
    Minge sin ok kireksin sin
    5
    Söylesem min tilimdesin
    Közlesem min közümdesin
    Könglümde hem cânımdasin
    Minge sin ok kireksin sin
    6
    Âlimlerge kitâb kirek
    Sûfilerge mescid kirek
    Mecnûnlarga Leylâ kirek
    Minge sin ok kireksin sin
    7
    Gâfillerge dünyâ kirek
    Âkillerge ukbâ kirek
    Vâizlerge minber kirek
    Minge sin ok kireksin sin

    Şiirin kafiye düzeni ise aşağıdaki gibidir:

    1.Dörtlük: Birinci ve ikinci mısraların sonlarındaki “mini” kelimeleri redif oluşturmuşlardır. Bunun dışında herhangi bir ses benzerliği yoktur.Dörtlüğün kafiye şeması; aaab şeklindedir.
    2.Dörtlük:Birinci, ikinci ve üçüncü mısraların sonlarındaki “-dım, -dim ,-düm” ekleri redif oluşturmuşlardır.Ayrıca ilk iki mısra sonunda, redif oluşturan eklerden önce gelen “r” harfleri yarım kafiye oluşturmuşlardır.Dörtlüğün kafiye şeması “cccb” şeklindedir.
    3.Dörtlük:İlk üç mısranın sonundaki “ım” ekleri redif oluşturmuşlardır. Bu eklerden önce gelen ve kelime köklerinde bulunan “an” lar tam uyak oluşturmuşlardır. Dörtlüğün kafiye şeması “cccb” şeklindedir.

    4.Dörtlük:Birinci ve dördüncü mısraların sonlarındaki “ni” ler tam uyak oluşturmuşlardır. Şâir aynı benzerliği üçüncü mısrada da kurmaya çalışmıştır.Ancak yükleme hali eki büyük ünlü uyumuna uygun olarak kalın olmuştur. Bu da kafiyenin oluşmasını engellemiştir. Ancak bu durum göz önüne alınırsa, dörtlüğün kafiye şeması; “aaab” olur.
    5.Dörtlük: İlk üç mısra sonlarında bulunan “-(i)md(e)sin” ekleri redif oluşturmuşlardır.Dörtlüğün kafiye şeması “dddb” şeklindedir.
    6.Dörtlük:İlk üç mısra sonlarında bulunan “kirek” kelimesi redif oluşturmuştur.Dörtlüğün kafiye şeması “eeeb” şeklindedir.
    7.Dörtlük: İlk üç mısra sonlarında bulunan “kirek” kelimesi redif oluşturmuştur. Ayrıca ilk iki mısrada, “kirek” kelimesinden önce bulunan kelimelerin sonlarındaki “â” harfleri yarım kafiye oluşturmuşlardır.

    KONU:Şiirin konusu, Allah sevgisidir.

    TEMA:Mutlak varlık, tek sevilecek varlık Allah’tır.

    ŞİİRE GENEL BAKIŞ:

    Bu şiirler İslâmî devir Türk edebiyatına geçiş döneminde yazılmıştır.Bu dönemde, Kutadgu Bilig ve Atabetü’l Hakâyık gibi klâsik edebiyat ürünlerinin yanında Divân-ı Hikmet gibi dinî- tasavvufî eserler de verilmiştir. Bu dönem, Türk kültür ve edebiyatının üzerine, İslâmî bir örtünün örtülmeye başladığı bir dönemdir. İncelemiş olduğumuz “hikmet”ler, şekil açısından eski halk şiirindeki koşuk ve sagulara benzer.konu bakımından ise, İslâm dinini ve tasavvufunu anlatır.
    Şâir, tüm zamanını ilâhi aşka ayırdığını, bunun için akrabalarını terk ettiğini belirtiyor.Tasavvuf geleneğine uygun olarak, dünya işlerini bırakıp sadece ona yöneldiğini söylüyor. Ayrıca üçüncü dörtlükte, kendisiyle ilgili Allah’tan gelecek her türlü karara hazır olduğunu vurguluyor.
    Dördüncü dörtlükte gece gündüz Allah’a kulluk etmek istediğini, beşinci dörtlükte ise, O’nu her yerde gördüğünü anlatıyor. Altıncı ve yedinci dörtlüklerde, insanlardan örnekler vererek, onların neye ihtiyaçları olduğunu, kendisinin ise sadece Allah’a ihtiyaç duyduğunu belirtiyor.
    Şiirin geneline baktığımızda–tasavvuf geleneğine bağlı olarak- göze çarpan; Allah’a karşı hissedilen aşırı sevgi ve bunun yüceltilerek anlatılmasıdır.
    Tarantula
    Tarantula
    Admin
    Admin


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 1292
    Yaş : 33
    Nerden : Van
    Sitesi : http://www.krkmz.tk
    Madalya : TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ 1_mada10
    Points : 1635
    Kayıt tarihi : 27/05/08

    Kişi sayfası
    Puan: 150
    Rep Puanı:
    TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ Left_bar_bleue50/100TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ Empty_bar_bleue  (50/100)

    TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ Empty Geri: TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ

    Mesaj tarafından Tarantula C.tesi Haz. 28, 2008 11:20 am

    XIII-XIV. YÜZYIL TÜRK EDEBİYATI
    DİNÎ-TASAVVUFÎ TÜRK EDEBİYATI
    DİNÎ-TASAVVUFÎ HALK EDEBİYATI

    YUNUS EMRE/İLÂHÎ

    İlahî
    Yoldaş olalum ikimüz
    Gel dosta gidelüm gönül
    Hâldaş olalum ikimüz
    Gel dosta gidelüm gönül

    Gel gidelüm cân durmadan
    Sûret terkini urmadan
    Araya düşmân girmeden
    Gel dosta gidelüm gönül

    Gel gidelüm kalma ırak
    Dost içün kılalum yarak
    Şeyhüm katundadur durak
    Gel dosta gidelüm gönül

    Terk idelüm il ü şârı
    Dost içün kılalum zârı
    Ele getürelüm yâri
    Gel dosta gidelüm gönül

    Bu dünyaya kalmayalum
    Fânîdür aldanmayalum
    Bir iken ayrılmayalum
    Gel dosta gidelüm gönül

    Biz bu cihândan göçelüm
    Ol dost iline uçalum
    Arzû hevâdan geçelüm
    Gel dosta gidelüm gönül

    Kulağuz olgıl sen bana
    Gönilelüm dostdan yana
    Bakmayalum öne sona
    Gel dosta gidelüm gönül

    Bu dünya olmaz pâyidâr
    Aç gözüni cânun uyar
    Olgıl bana yoldaş u yâr
    Gel dosta gidelüm gönül

    Ölüm haberi gelmeden
    Ecel yakamuz almadan
    Azrâil hamle kılmadan
    Gel dosta gidelüm gönül

    Gerçek erene varalum
    Hakk’un haberin soralum
    Yûnus Emre’yi alalum
    Gel dosta gidelüm gönül

    Şiirin kafiye düzeni ise aşağıdaki gibidir:

    1.Dörtlük: Birinci ve üçüncü mısralarda; “yol ve hâl” kelimelerinden sonra gelen, “-daş” ekleri ile “olalum ve ikimüz” kelimeleri redif oluşturmuşlardır. “Yol ve hâl” kelimelerindeki “l” harfleri yarım kafiye oluşturmuşlardır.Dörtlüğün kafiye şeması “abab” şeklindedir.
    2.Dörtlük: İlk üç mısra sonlarında bulunan “-madan, -meden” ekleri redif oluşturmuşlardır. Bu eklerden önce gelen “r” harfleri yarım kafiye oluşturmuşlardır.Dörtlüğün kafiye şeması “cccb” şeklindedir.
    3.Dörtlük: İlk üç mısra sonlarında bulunan “-rak” ekleri zengin kafiye oluşturmuşlardır. Dörtlüğün kafiye şeması “dddb” şeklindedir.
    4.Dörtlük: İlk üç mısra sonlarında bulunan “ı” ekleri redif oluşturmuşlardır. Bu eklerden önce gelen “r” harfleri yarım kafiye oluşturmuşlardır.Dörtlüğün kafiye şeması “cccb” şeklindedir. Bu eklerden önce gelen “âr” lar tam kafiye oluşturmuşlardır.Dörtlüğün kafiye şeması “eeeb” şeklindedir.
    5.Dörtlük: İlk üç mısra sonlarında bulunan “-mayalum” ekleri redif oluşturmuşlardır.Ayrıca, birinci ve üçüncü mısra sonlarındaki “mayalum” eklerinden önce gelen “l” harfleri, yarım kafiye oluşturmuşlardır.Dörtlüğün kafiye şeması “fffb” şeklindedir.
    6.Dörtlük: İlk üç mısra sonlarında bulunan “-alum, -elüm” ekleri redif oluşturmuşlardır. Bu eklerden önce gelen “ç” harfleri yarım kafiye oluşturmuşlardır. Dörtlüğün kafiye şeması “fffb” şeklindedir.
    7.Dörtlük: İlk üç mısra sonlarında bulunan “a” ekleri redif oluşturmuşlardır. Bu eklerden önce gelen “n” harfleri yarım kafiye oluşturmuşlardır. Dörtlüğün kafiye şeması “gggb” şeklindedir.
    8.Dörtlük: İlk üç mısra sonlarında bulunan “-ar” lar tam kafiye oluşturmuşlardır. Dörtlüğün kafiye şeması “hhhb” şeklindedir.
    9.Dörtlük: İlk üç mısra sonlarında bulunan “-madan, -meden” ekleri redif oluşturmuşlardır. Bu eklerden önce gelen “l” harfleri yarım kafiye oluşturmuşlardır. Dörtlüğün kafiye şeması “cccb” şeklindedir.
    10.Dörtlük: İlk üç mısra sonlarında bulunan “-alum” ekleri redif oluşturmuşlardır. Ayrıca ilk iki mısrada, “-alum” eklerinden önce gelen “r” harfleri yarım kafiye oluşturmuşlardır. Dörtlüğün kafiye şeması “fffb” şeklindedir.
    KONU: Şiirin konusu Allah’a kavuşma arzusudur.
    TEMA: İnsan dünya malına kanmayıp, gönlünü kötülüklerden arındırabilirse, Allah’a ulaşabilir.
    ŞİİRE GENEL BAKIŞ:
    Allah, yerlere göklere sığmadığını ancak, mümin kulunun gönlüne sığdığını bildirmiştir.Bu nedenle gönül, tasavvuf düşüncesinde büyük öneme sahiptir.
    Yunus, şiirde baştan sona kadar gönlü ile konuşur.“Gel dosta gidelüm gönül ” mısrası, Allah’a kavuşma arzusunun ifadesidir. Şâir bu mısrayı,her dörtlüğün sonunda tekrarlayarak, Allah’a kavuşma arzusunu şiirin tümüne yaymıştır.Bu arzu tasavvuf geleneğinin bir gereğidir.Çünkü tasavvuf erleri, nefislerini, gönüllerini her türlü kötülükten temizleyip Allah’a ulaşma amacındadırlar. Bu amaç, şiirde çok net bir şekilde hissedilir.

    KLÂSİK TASAVVUF EDEBİYATI

    MEVLÂNÂ/MESNEVÎ

    Mesnevî’den
    “Bişnev ez ney çün hikâyet mi koned”

    Duy, şikâyet etmede her an bu ney,
    Anlatır hep ayrılıklardan bu ney.

    Der ki: “Feryadım kamışlıktan gelir,
    Duysa her kim gözlerimden kan gelir”

    Ayrılıktan parçalanmış bir yürek
    İsterim ben; derdimi dökmem gerek.

    Şâyet aslından biraz ayrılsa can,
    Öyle bekler vuslata ersin zaman.

    Ağladım her yerde hep ah eyledim,
    Gördüğüm her kul için “dostum” dedim.

    Herkesin zannından dost oldum ama,
    Kimse tâlip olmadı esrarıma.

    Hiç değil feryadıma sırrım uzak,
    Gözde lâkin yok ışık, duymaz kulak.

    Âşikârdır can-beden, gör insanı,
    Yok izin, görmez fakat insan, canı.

    Ney sesi tekmil havâ oldu ateş,
    Hem yok olsun, kimde yoksa bu ateş.

    Aşk ateş olmuş dökülmüştür neye,
    Cezbesi aşkın karışmıştır meye.

    Yârdan ayrı dostu ney dost kıldı hem,
    Perdesinden perdemiz yırtıldı hem.

    Kanlı yoldan ney sunar hem arzuhal,
    Hem verir Mecnûn’un aşkından misal.

    Ney zehir, hem panzehir, ah nerde var,
    Böyle bir dost, böyle bir özlemli yâr.

    Sırrı bu aklın bilinmez akl ile,
    Tek kulaktır müşteri ancak dile.


    Sırf keder, gam, gittik kaç gün, kaç gece,
    Geçti yanlışlarla günler, öylece.

    Geçse günler, korku yok, her şey masal.
    Ey temizlik örneği, sen gitme kal!

    Kandı her şey, tek balık kanmaz sudan.
    Gün uzar, rızkın eğer bulmazsa can.

    Anlamaz olgun adamdan bil kim ham.
    Söz uzar, kesmek gerektir vesselam!

    Şiirin kafiye düzeni ise aşağıdaki gibidir:
    1.Beyit: Her iki mısra sonlarındaki “bu” ve “ney” kelimeleri redif oluşturmuşlardır. Bu kelimelerden önce gelen “an” lar tam kafiye oluşturmuşlardır.Beyitin kafiye şeması “aa” şeklindedir.
    2.Beyit: Her iki mısra sonlarındaki “gelir” redif oluşturmuşlardır. Bu
    kelimelerden önce gelen “-an” lar tam kafiye oluşturmuşlardır. Beyitin kafiye şeması “bb”
    şeklindedir
    3.Beyit: Her iki mısra sonlarındaki “-rek” ler zengin kafiye oluşturmuşlardır. Beyitin kafiye şeması “cc” şeklindedir
    4.Beyit: Her iki mısra sonlarındaki “-an” lar tam kafiye oluşturmuşlardır. Beyitin kafiye şeması “dd” şeklindedir.
    5.Beyit: Her iki mısra sonlarındaki “-dim” ekleri redif oluşturmuşlardır. Bu
    eklerden önce gelen “e” harfleri yarım kafiye oluşturmuşlardır. Beyitin kafiye şeması “ee” şeklindedir.
    6.Beyit: Her iki mısra sonlarındaki “-ma” lar tam kafiye oluşturmuşlardır. Beyitin kafiye şeması “ff” şeklindedir.
    7.Beyit: Her iki mısra sonlarındaki “ak” lar tam kafiye oluşturmuşlardır. Beyitin kafiye şeması “cc” şeklindedir.
    8.Beyit: Her iki mısra sonlarındaki “-ı” ekleri redif oluşturmuşlardır. Bu eklerden önce gelen “an” lar tam kafiye oluşturmuşlardır. Beyitin kafiye şeması “gg” şeklindedir.
    9.Beyit: Her iki mısra sonlarındaki “ateş” kelimeleri redif oluşturmuşlardır. Bu
    kelimelerden önce gelen “u” harfleri yarım kafiye oluşturmuşlardır. Beyitin kafiye şeması “hh” şeklindedir.
    10.Beyit: Her iki mısra sonlarındaki “-e” ler redif oluşturmuşlardır. Bu eklerden önce gelen
    “-ey” ler tam kafiye oluşturmuşlardır. Beyitin kafiye şeması “ıı” şeklindedir.
    11.Beyit: Her iki mısra sonlarındaki “-dı” ekleri ve “hem” kelimeleri redif oluşturmuşlardır.Bu eklerden ve kelimelerden önce gelen “-ıl” lar tam kafiye oluşturmuşlardır. Beyitin kafiye şeması “ee” şeklindedir.
    12.Beyit: Her iki mısra sonlarındaki “-al” lar tam kafiye oluşturmuşlardır. Beyitin kafiye şeması “ii” şeklindedir.
    13.Beyit: Her iki mısra sonlarındaki “-ar” lar tam kafiye oluşturmuşlardır. Beyitin kafiye şeması “bb” şeklindedir.
    14.Beyit: Her iki mısra sonlarındaki “-ile” ler tunç(zengin) kafiye oluşturmuşlardır. Beyitin kafiye şeması “ıı” şeklindedir.
    15.Beyit: Her iki mısra sonlarındaki “-ece” ler zengin kafiye oluşturmuşlardır. Beyitin kafiye şeması “ıı” şeklindedir.
    16.Beyit: Her iki mısra sonlarındaki “-al” lar tam kafiye oluşturmuşlardır. Beyitin kafiye şeması “ii” şeklindedir.
    17.Beyit: Her iki mısra sonlarındaki “-an” lar tam kafiye oluşturmuşlardır. Beyitin kafiye şeması “dd” şeklindedir.
    18.Beyit: Her iki mısra sonlarındaki “-am” lar tam kafiye oluşturmuşlardır. Beyitin kafiye şeması “ee” şeklindedir.

    KONU: Şiirin konusu, Allah’a kavuşma arzusudur.

    TEMA: Kamışlıktan ayrı kalan ney nasıl üzülürse; Allah’tan ayrı olmak da, insanı öyle üzer.

    ŞİİRE GENEL BAKIŞ:

    Bu şiirde Mevlânâ, “ney”i bir sembol olarak kullanmıştır. Neyin kamışlıktan ayrı kalmış, koparılmış olması anlatılmıştır. Bu yolla insanların mutlak varlık olan Allah’tan, uzak kalması sunucu yaşadığı üzüntü, tasavvufî bir şekilde anlatılmıştır.
    Şâir; 2. beyit ile 8. beyit arasında neyi konuşturuyor.Ney burada kişileştirilmiştir. 9. beyitten 13. beyite kadar, şâir neyi, tasavvufî olarak yorumlar.14. beyitten 18. beyite kadar ise, henüz olgunluğa erişmemiş kişilerin, söylediklerini anlamayacaklarını belirtir.
    Şiir tasavvuf geleneğine uygun olarak, Allah’a duyulan sevgi, özlem ve ondan uzak olmaktan kaynaklanan üzüntü gibi duyguları işler. Mevlânâ insanların hissettiği bu duyguları “ney” sembolünü kullanarak anlatmış ve “ney”i kişileştirmiştir.
    Şiir, hece vezninin 11’li kalıbı ile yazılmıştır.Kafiye şeması, genel olarak mesnevilerde görülen ve uzun hikâyelerin yazılmasına imkân veren “aa,bb,cc ...” şeklindedir.
    Tarantula
    Tarantula
    Admin
    Admin


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 1292
    Yaş : 33
    Nerden : Van
    Sitesi : http://www.krkmz.tk
    Madalya : TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ 1_mada10
    Points : 1635
    Kayıt tarihi : 27/05/08

    Kişi sayfası
    Puan: 150
    Rep Puanı:
    TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ Left_bar_bleue50/100TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ Empty_bar_bleue  (50/100)

    TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ Empty Geri: TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİR ÖRNEKLERİ

    Mesaj tarafından Tarantula C.tesi Haz. 28, 2008 11:21 am

    KLÂSİK TÜRK EDEBİYATI

    AHMEDÎ/GAZEL

    Gazel

    Mef’ûlü Fâilâtü Mefâîlü Fâilün

    Sanma benüm işümi ki gönlüm rızâsıdur
    Bilgil anı ki bu feleğün iktizâsıdur

    Kimdür k’ide rızâ ile yâr u diyârı terk
    Lîkin ne çâre çünki Hak’un ol kazâsıdur

    Yanlış hayâl ile vatanın terk eden kişi
    Ne dürlü kim cefâ görür ise cezâsıdur

    Ol kim vatan var iken ide gurbete heves
    Ne türlü kim belâ göre anun sezâsıdur

    Gurbetde zehr olur kişiy’âb-ı hayât lîk
    Hâk-i vatan bulunsa gözün tûtyâsıdur

    Eyyûb mihneti ile Ya’kûb gussası
    Sorarısan yakîn kamu gurbet belâsıdur

    Ric’at yolı çü bağlı durur çâre yok ana
    Var ise sabrdur ki bu derdün devâsıdur

    Gurbet odına sabr nic’olsun ki kişinün
    Cisminde can ki var vatanınun hevâsıdur

    Çün Ahmedî idemedi kend’işine nazar
    Dahi eyit ki ana nazar kim idesidür


    Gazel; ilk beyiti kendi içinde kafiyeli, sonraki beyitlerin ilk mısraları serbest, ikinci mısraları birinci beyitle aynı kafiyede olan bir nazım şekli olduğundan, kafiye düzeni açısından ilk beyit kendi içinde, sonraki beyitlerin ikinci mısraları da beraber çözümlenmelidir.
    Şiirin kafiye düzeni ise aşağıdaki gibidir:
    1.Beyit: Mısra sonlarındaki “-sı” ve “-dur” ekleri redif oluşturmuşlardır. Bu eklerden önce gelen, “zâ” lar ise, tam kafiye oluşturmuşlardır. Beyitin kafiye şeması “aa” şeklindedir.
    Diğer beyitlerin ikinci mısralarının sonlarındaki, “-sı” ve “-dur” ekleri redif oluşturmuşlardır. Bu eklerden önce gelen “a” harfleri yarım kafiye oluşturmuşlardır. Ancak son beyitin ikinci mısrasında, rediften sonra kafiye oluşturacak bir benzerlik yoktur.
    Beyitlerin kafiye şemaları ise şu şeklidedir: 2.Beyit: “ba” 3.Beyit: “ca” 4.Beyit: “da” 5.Beyit: “ba” 6.Beyit: “ea” 7.Beyit: “fa” 8.Beyit: “ga” 9.Beyit: “ha” .


    KONU: Şiirin konusu, gurbet yaşantısı ve vatan özlemidir.

    TEMA: Vatanlarından, evlerinden uzak kalmak insana üzüntü verir.

    ŞİİRE GENEL BAKIŞ:

    Ahmedî bu gazelinde; Türklerin göçebe bir medeniyet olması dolayısıyla, çok eskiden bildikleri birer unsur olan gurbet yaşantısı ve vatan özlemi konularını işlemiştir.
    Şâir öncelikle, vatanından ayrı kalışının kendi rızâsı ile değil, Allah’ın takdiri sonucu gerçekleştiğini belirtiyor. 3. ve 4. beyitlerde tekrar ettiği üzere, kimsenin kendi isteği ile vatanını terk etmeyeceğini; kendi rızâsı ve yanlış düşüncelerle vatanını terk edenlerin, her türlü cezaya lâyık olduğunu anlatıyor.
    Şâire göre, gurbette ölümsüzlük suyu bile zehir, vatanda ise, toprak bile göze sürme olur. İnsanların çektiği üzüntülerin hepsi, gurbetten kaynaklanır. Tüm bu üzüntülerin, hasretlerin tek çâresi ise sabırdır. Bu görüş şiirin tümüne egemendir.
    Şâir, Eyüp ve Yakup peygamberlerin, dünya hayatında bulunmaktan duydukları üzüntüyü anlatıp, şiirdeki duyguyu daha iyi hissettiriyor.
    Şiir XIV. Yüzyıl klâsik Türk edebiyatı ürünlerindendir. Şiir aruzun Mef’ûlü Fâilâtü Mefâîlü Fâilün kalıbı ile yazılmıştır.

      Similar topics

      -

      Forum Saati Salı Ekim 08, 2024 8:22 pm